Kapıdan içeri girdiğimde gördüğüm ilk şey hiç oldu. İçerisi o kadar temizdi ki, kapının üzerinde duran ışıkla beraber göz kamaştıran bir ışık doluştu her yere. Gözlerim yavaş yavaş alışmaya başladığında ortama, incelemeye başladım ve bir süre hareketsiz kaldım. Ardından sonsuz bir karanlığa gömüldüm...
Yok abicim, yukarıda okuduğunuz şey zorlama bir edebi metin değil, bir tatlıcının tuvaletinin tarifidir! Geçen gün arkadaşlarla, affedersiniz, yemeğin ardından hayvanlığın sınırlarını zorlamak amacıyla bir künefeciye gittik. Ardından, tekrar affedersiniz, abdestimi icra etmek için tuvalete (büyükbabamın deyişiyle, 100 numaraya) gitmek için izin istedim ve masadan kalkıp tertemiz tatlıcının içerisinde çocuksu bir gülümseme ile malak malak yürümeye, tuvaleti aramaya başladım. Hoş, tuvaleti bulmam çok kolay oldu, bu güzel tatlıcı yol tariflerinde de başarılı tabelalar koymayı ihmal etmemişti. Neden sonra tuvaleti bulmam ve içeri dalmam ile ilk paragrafta yaşadığım olaylar meydana geldi.
Peki sondaki karanlıkla anlatmaya çalıştığım şey nedir? Altıma mı kaçırmıştım? HAYIR tabii ki! Tuvaletteki tek bir dokunuşla üzerindeki hijyenik hacet poşetini değiştiren klozet gibi ışığı da son modaydı burasının ve harekete duyarlıydı. Ama 10 saniye kadar kısa bir süreye...
Teşekkürler temiz işletmeci, teşekkürler duyarlı insan!
Arz ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Konuyla ilgili fikrinizi beyan etmek için lütfen ilgili alanları doldurunuz.