20 Haziran 2012 Çarşamba

Şarkı o zaman

O zaman bu şarkı benden, eskiden istek yapıp bir de üzerine armağan eden radyo kafalara gelsin.


Organize Olamamak

Düşünün ki çok kapsamlı bir etkinlik düzenliyorsunuz ve öyle kapsamlı ki düzenlediğiniz şehre bu etkinlik sayesinde turist çekmeyi düşünüyorsunuz... Ses getirmek için başvuracağınız ilk şeylerden bir tanesi sanırım ünlüleri şehre getirtmek olmalı, ilgi ve kalabalığı çekmek için en basit ve etkili yöntem.

Bu ünlülerin arasında çoğunluğu sanatçılar çekmeli elbette. Sanatçıdan kastettiğim sadece şarkıcılar değil, gösteri sanatçıları ve ressamlar gibileri de bu gruba dahil. Hatta gaza gelip uluslararası düzeyde tanınanları da çağırdığınızda yankı olabildiğince artacaktır, getirdiğiniz sesin desibeli sizi çok da mutlu edecektir. Aferin, iyi düşündünüz...

Fakat bizim organizasyon yönündeki kabiliyetsizliğimiz - özellikle deneyimsizliğimiz demiyorum zira yıllardır böyle organizasyonlar yapılıyor - nedeniyle sürekli unuttuğumuz bir şey var: bu yankı sadece izleyenlerden yayılmıyor, yurt dışından getirilen sanatçılara "Nasıl olsa getirttik lan, parasını da verdik. Bundan sonrası için iş bizden çıktı" zihniyeti ile muamele yaptığımızda asıl amaçlanan "yurt dışına giden yankı" bağlamında* yerin dibine geçiyoruz. 

Adamlar bizim organizatörlerimizi tanımadığından Bülent Ersoy edasıyla "Onu, bunu ve şunu yerine getirmezseniz mümkinatı yok gelmem" demeyip geldikten sonra evlerine döndüklerinde, karşılarına çıkan ilk fırsatta zikrettikleri (blog, basın vs.) "Abi gittik ama gitmeyeydik iyidi"li cümleleri bizim gelişmemiş zihniyetimizin sonucu olarak karşımıza çıkıyor. 

Ama bizim için reklamın kötüsü olmaz elbet...

Şu an halen deneyimleme sürecinde olduğum bu "organize özrü" son bulduğunda buradan daha detaylı olarak nakletme niyetindeyim.

*Bağlam kelimesinden nefret etmeme rağmen kullandım, affedin. 

Arz ederim!