9 Eylül 2010 Perşembe

Uygun Adım, Naş

Tamam, ballıyım. Hiç bir zaman da inkar etmedim zaten; Şehr-i Istanbul'da, mis gibi bir yere askerliğim çıktı, acemilik boyunca deyim yerindeyse "yatarak" askerlik yapıyorum. Şimdilik tek sıkıntım, teknoltojiden uzaklaşmış olmam.

Askerlik İstanbul'un göbeğinde bile çok acayip bir şey. Mesela ilk yemek deneyimimde bir grup mavi adam yemekhaneye "ehüehüehü" diye yeri göğü inleterek neşeli neşeli girmişlerdi. Aklıma ilk gelen küçüklüğümde çok iyi bir çocuk olduğum ve sonunda şirinleri görebildiğim oldu, fakat daha sonra bunların "bahçe takımı"ndan oldukları için masmavi giyinen askerler olduğunu öğrenip, küçüklüğümde çok yaramaz ve herkesin burnundan getiren bir çocuk olduğumu kendime kabul ettirdim (Askerde özeleştiri yeteneği artıyor sanırım).

Asker arkadaşlığını saçma bulan bir adam olarak burada kendi köşemde 5 ay 5 gün boyunca takılırım diye düşünüyordum ama çok kral adamlar gördüğüm için tükürdüğünü yaladım yuttum. Ama en kralımız bile zamanla burada normal bir insanın IQ seviyesinin altına düşmekten kurtulamıyor. Burada en uzun cümleler 5 kelimeyi geçmiyor. Yapı olarak şöyle izah edebilirim:

Omoğa koduğum (2 kelime) + günaydın + skik!

Gördüğünüz üzere 4 kelimelik bir cümle var yukarıda. Gizli öznelerin kullanımı kaçınılmaz olmakla birlikte, cümle her zaman küfür ile başlayıp küfür ile bitmekte. Benim gözlemlerime dayanarak bu jargonun bu hale gelmesinin asıl sebebi kendi egolarını tatmin etmek için askeri siken komutanlar. Yani her Türk asker doğar olayı, eğer askerden kasıt bir komutanın uşağı ise doğruluk bulmakta.


 Askerde Her Sayı Tektir

Çok acayip ama burada çift sayı kullanılmıyor. Örneğin adım attırmaya yönelik bir komut verildiğinde 4 adım attıracaklarsa 3 adım attırıyorlar, ardından 1 adım daha attırıyorlar. Takıntılı bu adamlar abicim, ben söyliyeyim.

Sıraların Gizemi

Sıra olayı ise bambaşka. Sabah kalkınca traş olmak için lavabo sırasına giriyoruz. Sonra kahvaltıya gidip sıraya giriyoruz, akabinde sayım yapıyorlar eksik gedik var mı diye koyun gibi sayıyorlar bizi sabahları, öğle ve akşamları. Eğer bazı koyunlar bir yerde takılmışlar, otlaktan ayrı kalmışlarsa bu sayım işi uzuyor, ki genelde orada burada takılan 1-2 koyun oluyor. Bu sayımın adı da içtima...

Telefon etmek için de sıraya giriyoruz bittabii, su ve diğer tüketim malzemeleri almak istersek de sıraya giriyoruz.


Kitap Tüketimi

Şimdi, bizim gibi kısa dönemleri bir koğuşa topladıklarından ve bol boş zamanımız olduğundan (acemilik için geçerli) pek çok arkadaşça kitap yer hale geldik. "Ben üniversite boyunca hiç kitap okumadım" diyen ilginç arkadaşlar bile kitap yer hale geldiler. Bence kısa dönem askerliği 1 aya düşürmek en mantıklısı. Gelen akşama kadar askeri bilgileri aldığı eğitimlere katılır, akşamları da 9 buçuk gibi bir saatte uyumanın imkanı olmadığı için kitap yiyerek entelektüel seviyesini de geliştirirdi. Ama her Türk asker doğduğu için ancak uzar askerlik, kısalmaz.


Burada bir çok yeni tip var, tipi yarılmanıza neden olacak tipte adamların sayısı da çok. Bence askere gelen her adamın o zamana dek bilmediği bir çok şey var ve bu bakımdan da yararlı bir zorunluluk askerlik. Benim gibi traji-komediden hoşlananlar burada hiç sıkılmazlar, eminim.